Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Eğitim ve Kültür Birimi ile Moschee Forum işbirliğinde “Aile İçi İletişim ve Mutluluk” konulu seminer verildi.
Köln DİTİB Genel Merkez’de düzenlenen seminerde Ankara İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Öznur Özdoğan konuşmacı olarak yer aldı.
Özdoğan, aile içi iletişimde “Ben Dili”ni kullanmanın önemini ve mutlu olmanın yolunun kusurları örtmekten geçtiğini ifade etti.
Etkinliğin açılışında kısa bir konuşma yapan DİTİB Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Manevi Rehberlik Danışmanı Seat Uzeyiroski, öğrencisi olduğu Prof. Dr. Öznur Özdoğan’ın ilmi birikiminden ve tecrübelerinden bahsetti.
Mutlu olmanın yolu kusurları örtmekten geçer
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in “Dünyanın en güçlü insanı öfkesini yöneten insandır.” sözüyle, öfkenin zorlu bir duygu olduğunu ve onu yatıştıran ve terbiye eden insanın da içindeki gücü ortaya çıkarmış, gerçek anlamda potansiyelini yaşayan insan olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Prof. Dr. Öznur Özdoğan, psikoloji biliminin amacı mutluluk olduğunu, mutlu olmanın yolununun da kusurları örtmekten geçtiğini söyledi.
Maneviyat insanın ilahi kaynağıdır
Maneviyat insanın Yaradanla olan bağı ve ilahi kaynağı olduğuna dikkat çeken Özdoğan, “İnsan kendisiyle, yani özüyle iletişime geçtiğinde ilahi olanla da iletişime geçmiş olur. Çünkü özü, ilahi olanın niteliklerini taşımaktadır. Din Psikolojisi bilimi “Kendini bilen Rabbini bilir.” yaklaşımı bu bakış açısıyla açıklanmaktadır. Öz niteliklerimizi, yani ilahi yanımızı ne kadar fark eder ve yaşarsak, o kadar Yaradanımızı tanırız, anlarız, biliriz. Biz özümüzle iletişime geçemediğimizde, gerçekte ilahi olanla da iletişime geçememiş ve psikolojik sorunları yaşadığımız süreçte, özümüzle olan iletişimin kopukluğu söz konusudur. Maneviyat, insan ruhunun, kendine ve başkalarına mutluluk veren sevgi, şefkat, sabır, hoşgörü, affetme, uyum duygusu ve sorumluluk nitelikleriyle iletişim kurmasıdır.” diye konuştu.
Aile içi iletişimde “Ben Dili”kulanmalıyız
Aile içi iletişimde “Ben Dili”ni kullanmanın önemine değinen Özdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “‘Ben dili’ ile konuşmak kişinin sadece kendinden konuşması veya kendini övmesi, öne sürmesi demek değildir. Ben dili, kişinin o anda, karşılaştığı durum veya davranış karşısında, kişisel tepkisini duygu ve düşüncelerle açıklayan bir ifade tarzıdır, yani duygu ve düşüncelerimizi içtenlikle ifade eden sözcüklerdir. Ben mesajı, duygularımızı, düşüncelerimizi açıkladığı gibi, sen mesajının içerdiği saldırıyı da kaldırdığından, tartışmanın daha vahim boyutlar almasına engel olur, kullanan kişiyi rahatlatır, kızgınlık ve öfke gibi birikimleri önler.”
Mutlu olmak için affedici olmalıyız
“Mutlu olmak için affedip, hayata olumlu bakmaya niyet etmeliyiz. Tıpkı oruçlu olduğumuzda ikram edileni çevirdiğimiz gibi kötü bir şeyle karşılaştığımızda da ‘ben niyetliyim’ diyerek bunları geri çevirmeliyiz.” Sözleriyle konuşmasını sürdüren Özdoğan, “İslam dininde tövbeleri kabul etme yetkisi, sadece Yaratıcıya aittir; kimse bu yetkiye aracı veya ortak olamaz. Affetme için de benzer bir durum söz konusu olabilir: Mevlana bu gerçeği “Sen çekilirsen aradan tecelli eder Yaradan” sözleriyle ifade etmiştir. İnsandaki kin ve nefret vücutta tümörleşir, bunlara müsaade etmemeliyiz.”
Ankara İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Öznur Özdoğan, konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını cevaplandırdı.
Ercüment Aydın / Köln